Aralık 26, 2006

Bu yıl yeni yıla girerken..

Hıh..

Geçen sene o kadar diledim de ne oldu?
"Be careful what you wish for!" * sözü burdan geliyor galiba,
zira bakınız en basitinden:

* paati'imin çabalarının boşa gitmemesini, sınavını kazanıp istanbul'da paşalar gibi bi iş bulup çooooooooooooooooooooooooooooooooooooookkkk mutlu olmasını, çok para kazanmasını, ama beni asla unutmamasını,

(^-- tıklaneybıl.)


tamam,sınavını kazanamadı ama istanbul'a da gitti,paşalar gibi işini de buldu,mutlu da oldu -ki bu kısmına müthiş seviniyorum- hatta beni de unutmadı..ama belki de bu bana yetmedi.
"Demek ki neymiş,dileklerimizi ne kadar specify edersek edelim bi yerde bişi unutuyormuşuz." dedi az önce iç sesim.

yine bakınız örnek 2:

* hak edenlerin -ilahi adaletle- layığını bulmasını, (<-- tıklaneybıl.)

hak edenler layıklarını buldular..mı? hak edenlerden biri ben değilsem bulmadılar.
iç ses: "Demek ki neymiş,ilahi adalete bırakmayıp hesabını sen kesecekmişsin,sonunda ne getirirse getirsin.İntikam soğuk yenen bir yemek zira."

Neyse..
Geçmiş geçmişte kaldı,
Öğrendiğim bir şey varsa geçen onca yeni yıl arifesinde -yaptıklarının sonuçlarından pişman olmamayı öğrenmek- oldu.
Biraz üzgün,biraz agresif,biraz resesif biraz da depresif olsa da bu da böyle geçecekmiş demek ki.

Şimdi..öğrendiklerime uymak gerekirse;

Bazılarını hiç sevmesem,bazılarından nefret etsem,bazılarını asla affetmeyecek olsam..
Hatta kimisini hiç unutmayacak olsam da..
Herkesin mutlu olmasını diliyorum.

Artık anlamak istiyorum.

Bir de artık şu lanet okulun bitmesini istiyorum.
Bu şehirden defolup kalabalığın arasında kaybolmak istiyorum..

Mügü'nün şu sınavı kazanmasını,annemin mutlu olmasını,hepimizin herşeyden önce sağlıklı olmasını,kimsenin emeğinin boşa çıkmamasını ve yine;

çocukluğumun yaşamasını,sevenlerin kavuşmasını,hastaların iyileşmesini,kavga edenlerin barışmasını istiyorum,
tüm kalbimle...


Bi de bi kedi,bi de bi dövme istiyorum :)
Belki biraz da para :))))




*ne dilediğine dikkat et ;)





Not1
Canlarım..Memi,Upuk,Sunasan,İpak,Demat,Sarı'm,Neuro,Mgş ve elbette Owjus..bu yılın size,sevdiklerinizle birlikte dilediğiniz en güzel şeyleri de beraberinde getirmesini istiyorum.Zira sizi çok sefiorum,sizin de beni sevdiğinizi biliyorum.Mujuş.

Not2
Bu satırların arasında yokluğundan şikayet etmeye tenezzül edecek kimse(ler) için de hiçbir şey dilemiyorum.Egoları onlara yeter zira.



Aralık 21, 2006

M.Mungan'dan...

Bir Yılın Son Günleri

I.
bir yıl daha bitiyor
işte bu kadar duru,bu kadar yalın
bu kadar el değmemiş
sıradan bir gerçeği daha
kolları bağlı hayatımızın
bir şiire nasıl dahil edilir bir yılın son günleri
her sonda her başlangıçta ve her defasında
alır gibi bir başkasını karşımıza
perdeler çekip,ışıklar söndürüp
oturup yatağın içine bir başımıza
sorgulamak kendimizi
öğrenmek ikizin anadilini,ikinci belleğimizi
öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini
bu aynaların dehlizlerinde gezinirken görürüz
karanlık günlerimizin kenar süslerini

biterken bir yılın son günleri
biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini
gençlik ikindilerini

kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri

II.
bir yıl daha bitiyor
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor öncekinden
bana mı öyle geliyor
yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?

III.
kırdım mı incittim mi birilerini
kimleri kazandım,yitirdiklerim kimler?
kendimi yineledim mi yazdıklarımda?
yeniden düşünmeliyim
dostluklarımı,ilişkilerimi
dağınık yatağım,mutsuz yatağım
çoğalttın mı eksiklerimi
gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
borçlarımı ödedim mi?
doğru seçtim mi soruların fiillerini?
tırnaklarım kesilmiş,dişlerim fırçalanmış,saçlarım taranmış,
giysilerim ütülü,odam düzenli mi?
ödünç aldığım kitapları geri verdim mi?
geri verdim mi aldıklarımı:
aşkları,dostlukları,sevgileri,güvenleri,bağları
kitaplara,sayfalara,satırlara borcumu ödedim mi?
yokladım mı duygularımı
hala sevebiliyor muyum insanları?
ovmalı gümüşlerimi,bakırlarımı,cila geçmeli ahşaplarıma
ovmalı umutları
saklı tutmalı gelecek inancını,yarınları,eksik etmemeli ağzımızdan
hançer kıvamındaki karamizah tadını
şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım Yavuz'a
sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle başlamalıyım akşama
yeni bir yıla
ama nedense her şeyin tadı dağılıyor ağzımda
bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında
aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta..

Aralık 07, 2006

Dua.




*
içimdeki çocuğun duası:

"Tanrım,
blog sayfamı okuyorsan bilmeni istiyorum ki;
başkaları bir tane bile bulamazken,
bana bu kadar harika dostlar verdiğin için teşekkür ediyorum.
Burdan kendilerine de teşekkür ediyorum."





Aralık 06, 2006

Memijan...


  1. Bazı orospu çocuklarının bu yaz yapmış olduğu şerefsizlikleri sana anlatırken (bknz:5 dk. önce) sinirimin bozulduğu anlarda beni güldürdüğün için,
  2. Kalbimin sesini dinleyip akli dengeler çerçevesinde revize edip hayata geçirmeme yardım ettiğin için,
  3. Benimle makyaj malzemelerini,evini,paranı,en önemlisi ruhunu paylaştığın için,
  4. Ağlayacak omzum olduğun ama yine de gerçek acı olduğunda bunu yüzüme vurmaktan çekinmediğin için,
  5. Düştüğümde bile benim hala harika olduğumu düşündüğün için,
  6. Sevincini olduğu kadar üzüntünü de benimle paylaştığın için,
  7. Miyaaawww dediğin için,
  8. Koltukta uyuya kaldığımda bana yatak hazırladığın için,
  9. Gecenin bir yarısı ben ders çalışırken yatağından kalkıp da bana kahve yaptığın için,
  10. Benimle birlikte alışverişe çıktığın,benimle birlikte içtiğin,doğum günlerimde yanımda olduğun için,
  11. Kelimeleri kifayetsiz bırakıp sadece gözlerle anlaştığımız için,
  12. Evin içinde birlikte Sean Paul dinleyip deli gibi dans ettiğimiz için,
  13. Kendimize ait bir dilimiz, ortak bir lugatımız olduğu için,
  14. Bu satırları okurken "Miyaww,ay pembe yazmış hem de en sevdiğim fontla!" diyeceğin için,
  15. Sensiz dışarı çıkıp eğlenmek bir kenara,sıkılmak bile daha da sıkıcı olduğu için,
  16. Geçmişte o pisliklerin ağzına sıçarken yanımda olduğun,bundan sonra da yanımda olacağın için,
  17. İntikam soğuk yenen bir yemektir desem de-yapamayacağımdan-doğru zamanı beklememe yardım ettiğin için,(ki bunu sensiz yapamazdım)
  18. Pişman olacağımı bilsen de,gelmiş geçmiş her türlü yardım ve yataklık çalışmaların için,
  19. Başka birisi olmayıp da kendin olduğun için,
  20. Yıkadığın çamaşırlar hep bembeyaz olduğu için,
  21. Birlikte yemek yaptığımız için,
  22. De'leri ayrı yazdığın,arada harfleri ezdiğin,süper ingilizce bildiğin için,
  23. Takıntılarıma ses çıkartmadığın benimle birlikte temizlik manyağı olduğun için,
  24. Seni hayal kırıklığına uğrattığımda beni yine de geri çevirmediğin için,
  25. Aslına bakarsan sadece hayatıma girdiğin,hayatımda kaldığın ve var olduğun için,
  26. Kek yaptığın ve beni de haberdar ettiğin için,
  27. Bu yaz birlikte güneşlendiğimiz için,
  28. Bu yazdıklarımın çoğunu sadece sen anlayabileceğin için,
  29. Ve sayamayacağım,sadece her an hissedeceğim bi sürü başka şey için...

Seni sefiyowum.



Aralık 03, 2006

self-conversation.

Ironic
Alanis Morissette

An old man turned ninety-eight
He won the lottery and died the next day
It's a black fly in your Chardonnay
It's a death row pardon two minutes too late
Isn't it ironic... don't you think

It's like rain on your wedding day
It's a free ride when you've already paid
It's the good advice that you just didn't take
Who would've thought... it figures
Mr. Play It Safe was afraid to fly
He packed his suitcase and kissed his kids good-bye
He waited his whole damn life to take that flight
And as the plane crashed down he thought
"Well, isn't this nice."
And isn't it ironic ... don't you think

Well, life has a funny way of sneaking up on you
When you think everything's okay and everything's going right
And life has a funny way of helping you out when
You think everything's gone wrong and everthing blows up
In your face

A traffic jam when you're already late
A no-smoking sign on your cigarette break
It's like 10,000 spoons when all you need is a knife
It's meeting the man of my dreams
And then meeting his beautiful wife
And isn't it ironic... don't you think
A little too ironic.. and yeah I really do think...

Well, life has a funny way of sneaking up on you
And life has a funny way of helping you out
Helping you out.



bu gece yazacak birşey yok.
yazacak birşeyim yok..
kendim hakkında en azından..
..
gördüklerimi henüz sindirememişim sanki.
şoku atlatamadım.
kendi başıma gelen şeylerden değil..
çevremdeki insanlara olanlar..
..
anlatıcam zamanla..
şimdilik içimde yer etsin de.
ben bir anlayıp kelimelere anlam yükleyim,
kendimde de mecal bulayım da.
anlatıcam.
..
kimsenin duymak istemediklerini..
benim bile.
kimsenin yaşamak istemeyeceklerini..
hepsini.
..

Kasım 25, 2006

Hayatımdaki yenilikler.Buyrun burdan yakın.

Unpredictible*

Hayatım bu tip arıza olaylardan ibaret zira.
Plan tutmaz,söz verilmez,tahmin edilemez olaylar.

Ruhuma el sürenler bir anda yoktan varolurlar..yine oraya dönmeden önce.
Sonra unutulup giderler bi kenara atılmış onca şey içerisinde.

Şimdiyse durum farklı..
Tahmin edilemez hayatım bana bir oyun oynadı,
beni bu her saniyesi planlı yeni rutinin içine attı.
Şöyle ki;

-Sabah 07:30'da uyan.
-Bir gece önceden giymek için hazırladıklarını çıkar dolaptan.
-Yatağını topla pencereni aç.
-Banyoya git,elini yüzünü yıka dişlerini fırçala.
-Geri dön giyin.
-Banyoya git aynanın karşısına geç.
-Önce saçlarını yap,sonra makyajını.
-Son bir kez aynaya bak,mükemmelsin,
-Şimdi evden çık.
-8.katta asansörü tutan adama sinir ol,yüksek topuklarınla 3 kat merdivenlerden in.
-Karşıdaki büfeden bi sigara al.
-İşe git.
-Tüm iş arkadaşlarına sabah sabah en sevimli ifadeni takınıp okkalı bir günaydııınn! de.
-Laptop'ını aç,çayını içerken maillerine bak.
-Patrondan gelenleri düzenle,geri gönder.
-Gün içinde gereksiz bir dolu ofis sohbetine katıl,
-İş arkadaşlarının(!) göğüslerine ve kalçalarına baktığını görmezden gel.
-Dışardan sipariş edilmiş lanet bir öğle yemeği ye.
-Sonunda bir tane sigara içebilecek vakit ve de mekan bulup dumanlan.
-Rutin işlere saat 7'ye kadar devam et(tabi şanslıysan).
-İşten çık.
-Eve gel.
-Birşeyler ye.
-Biraz tv biraz internet.
-Yarın giyeceklerini hazırla,
-Çevirileri yapmadan sakın yatma.
-Dişlerini fırçala.
-Uyu.

Sıkıcı görünüyor di mi?
Oysa hiç de değil.
Sanki hiç bu kadar huzurlu olmamıştım ömrüm boyunca.
Düşünmemem gereken hiçbirşeyi düşünmeye vakit bulamıyorum.
Bedenimi yorup,
Ruhumu dinlendiriyorum.
Mutlu oluyorum.
Gereksiz hiçkimseyi ne görmek ne hatırlamak ne de anmak istiyorum.
Deliksiz uyuyorum.


*Unpredictible:önceden tahmin edilemez.

Kasım 03, 2006

kısa zamanda..
yeni insanlar tanıdım farklı dünyalardan..

birçoğundan haz etmedim.

bazısını sevdim.


kısa zamanda..
aklıma ve kalbime kazıdıklarımı söküp attım içimden.

ruhum hafifledi,nefes aldım.

yerine yenilerini ektim.

hiç akıllanmadım.

pişman mı?

olmadım.


kısa zamanda..

daha çabuk bittim,
daha çok özledim,

yine öğrendim.

yine sevdim.

iyileştim.

kısa zamanda..
anladım,
ne yaparsam yapayım,
ben olmaktan çıkamadım.


*
hayatıma giren herkese,

teşekkür ederdim.

zamanım olsaydı.



*
relneyemlib ıyamnukod ahur
.temhaz ib ralnısamnukod ed enedeb

Eylül 06, 2006

biri bana hayatımda neler olduğunu anlatabilir mi?

  1. hayatımdaki ya da daha doğrusu hayatımda olması gereken belki de olmasını içten içe istediğim adam nerde?
  2. kendisi niçin bana sitem ediyor da ben aradığımda cevap vermiyor?
  3. tamam anladım benden pek haz etmio da,nie ediomuş gibi davranıo?nie normal bi insan gibi düşüncelerini belli etmio da ben de ona göre oynamıyorum?
  4. pisican ne alemde?
  5. bizimkiler beni nie şişirio?
  6. bu iki şarkıya (until-uninvited) nie bu kadar taktım?
  7. acaba bu üstüste gördüğüm uçurum rüyalarını nie görüyorum?
  8. okul ne zaman açılıo?
  9. bugün o iş görüşmesine niye gitmedim?
  10. burası niçin sıcak klima çalıştığı halde?
ne şimdi bu?ben anlamış diilim şahsen...


Ağustos 31, 2006

Sting - Until

about life...

Ağustos 08, 2006

seyir defteri...

daha görmediğim nice fırtınalar var benim.
onları sana sakladım.

Temmuz 17, 2006

horizon...

günlük havadisleri seninle paylaşmak,
önemli olaylar hakkında yorumlarını almak,
pazar günü sabahtan sana damlayıp,
akşama kadar miskinlik yapıp
hatta arada çeşitli junk faaliyetlerde bulunup,

akşam da paşa paşa en boktanı dahi olsa
koştura koştura bi filme yetişmeye çalışmak,

sinema çıkışı,
gecenin bi yarısı sokakların boşluundan faydalanıp,

eve kadar yürürken
film hakkında yorumlar eşliğinde
sigaralarımızı tüttürmek,

herzamanki yere gidip birer türk kahvesi içmek,
arada karşılıklı fal bakmak,

geceyarısı geçince bizim parkta salıncağa binmek,
arada abartıp kaydıraktan kaymak,

böceklerin düğüne gidişine kopmak,
gerekli gereksiz saatlerce konuşmak,
birlikte southpark izlemek,
yeni şarkılar bulup onların kritiğini yapmak,
msn'de karşılıklı sigara içmek,
birlikte yemek yapmak,
yemek bitince yine kahve içmek,
evde film kiralayıp izlemek,
izlerken de hüngür hüngür ağlamak,
kafamız süperken yemeğe abanmak,
cazara'da barda oturup bira içmek,
gidecek yer bulamayıp her seferinde yine tiyatro'ya gitmek,
kıl olup çıkmak,
teyzenin evine sessizce girmek...
...
..
.

hepsini ve dahasını istiyorum.
gözyaşlarımı içime döküp,
seni daha da çok özlüyorum.

bunlar bitecek biliyorum..
yine de artık dayanamıyorum.
tek umudum bu lanet yerden kurtulup,
yanına gelmek...

bitanem,
sen bi insanın sahip olabileceği en "tarifi imkansız" dostsun.

canım benim.
hep mutlu ol.olalım.birlikte.



aklım.

karışık.
çok karışık.

Temmuz 16, 2006

odd.



i woke up this morning,

u were the first thing on my mind,
i don't know where it came from,
all i know is i need u in my life...


***
..yine şarkılar çalmaya başladı aklımda
"i'm singing in the rain"
neşesiyle evin içinde dolaşmacalardayım.
yazmaya bile sabrım yok.

***
bugün pazar ama pazar miskinliği yapamicam.

ders çalışmam gerek.
gıcık bi durum.
neyse..
memicana gidiim,
benim dilimden ancak o anlar.
***
pisican da yok zaten..
o peynirime sulanmadan,
çayımdan içmeye çalışmadan
ben nası kaafaltı edicem şimdi yaa..
sabah beni sinir edip
uyandırmak için bile yoktu..
pisican kaç ordan,
geri gel bizee,semişmeye devam edelim...
seni pek özlediimmm..







Haziran 29, 2006

:(

karışık ruh halimin,
kreatif kişiliğime olumsuz etkileri nedeniyle
uzun süredir yazı yazamamaktayım..

bu bi on gün daha sürecek..
ilgililere duyrulur..


;)



edit:
on gün dedim nerdeyse bi ay sürdü ama naapalım.
gelgitler oluo bööle arada.

Mayıs 27, 2006

ördek'e...

senin için yazı yazmak kolay san sen ancak...
kelimelere mi sığarsın sanki,satırlar yeter mi ki?
içimden bi parça oldun,ben oldun,ben sen oldum.
artık bakmasak da birbirimize,ayrı yönlere de yönelse gözlerimiz;
içimizden geçenler,ağzımızdan dökülenler bir olmuyor mu sanki her seferinde..
herkese yazı yazmak kolay da..
aşka yazmak,
kavgaya yazmak,
ruha yazmak kolay da..

insanın kendi içine yazı yazması kolay mı kuzucum be?


Mayıs 14, 2006

kime?

doğru zamanda doğru yere gelen sen olsaydın..keşke mi bilmiyorum.benimkisi sadece merak işte..sonunu göremiyorum.sen ilk olsaydın,son olsaydın..
nihayetinde karşıma çıkan herkes,o kadar yardımcı oluyor ki bana;içimde büyüttüğüm çöplüğü görme konusunda.gelen gideni aratıyor mu bilmiyorum.sanmıyorum,en azından sıkılmıyorum..oyalanıyorum,ömrümü yiyorum.
her seferinde yeni birşeyle karşılaşıyorum.sadece; sonu aynı oluyor işte..sonra düşünüyorum;nasıl yapıyorum? her yol bitiyor..hepsi benim içimde bitiyor.ne kadar tuhaf bütün yolların aynı yere çıkması benim için,benim içimde.
düşünüyorum.
sorun bende mi bilmiyorum.
bu nasıl bir ruhtur ki içine düşeni önce eviriyor çeviriyor tüketiyor,sonra yasını tutuyor;ardından zamanla unutuyor.belki de sadece unuttuğunu sanıyor..ama işte bir yerde karşıma çıkıyor.
düşünüyorum..
sorun sende mi bilmiyorum.
kimse o kadar çaba sarfetmedi şimdiye kadar.içimde,kalbimde bi yerlerde kalmak için pek kimse uğraşmadı.
düşünüyorum.
sorun kimde bilmiyorum.
şimdi yine bakarken öyle,içime içime..kimlerle karşılaştım..ne gidenler var,ne kalanlar var...

ruhumun bi ucundan vakti zamanında tutmuş onca kişinin içinde,acısı kalbime oturmuş bir kişi var.

sen değilsin.
sen hiç değilsin.

Mayıs 04, 2006

oyun.

benim neyime seninle oyun oynamak?
pişti oynamayı bile bilmem ki ben..

çocukken sokağa çıkıp bir kez saklambaç bile oynamadım ki.

zaten ben hiç o kadar çocuk olamadım da.

sorduklarında hep,büyüyünce ne olacaksın diye,
kadın olucam derdim.

okul bahçesinde o minicik etekleriyle;
düzgün taranmış saçları,

ceplerinde mendilleri,

tertemiz önlükleri,

bembeyaz yakalarıyla
ip atlarken,istop oynarken diğer çocuklar;
ben hergün evden okula taşıdığım büyük kitaplarını okudum.

okudum,izledim,taklit ettim,

yalnız kaldım.

ben daha çocukken büyüdüm.

üstüme yüklenen sorumluluklarla,
beklentilerle,

pencere önlerinde,

balkon demirlerinin arkasında,

kapalı avlularda
büyüdüm.

diğer çocuklar bayram harçlıklarıyla leblebi şekeri alırken,
cicilerini giyip gezmelere gidip harçlık toplarken,
ben el bile öpmedim.

oysa ne çok imrenirdim..
sokak arasında oynayan,

düşüp düşüp ağlayan,

elma şekeri yemek için kimseden izin istemeyen çocuklara.

onlar kağıttan uçaklar yaptılar,uçlarına ip bağlayıp yol boyunca koştular,
ben izledim.

yağmurdan sonra kaldırım kenarından akan sularda gemilerini yüzdürdüler,yarıştırdılar,

ben izledim.
gün bitip yemek vakti geldiğinde,

pencereden seslenen annelerine

biraz daha nooolur diyebildiler.

ben sadece izlerken..


sonra büyüdüm.
bu sefer gerçekten büyüdüm.

oysa bu sefer kimse kalmamıştı etrafımda,
bir daha sorsalardı,büyüyünce ne olacaksın diye;
çocuk olucam derdim.

çocuk olamadım.
büyük olamadım.
arada bi yerde sıkışıp kaldım.


şimdi söyle..
benim neyime seninle oyun oynamak?
oyun değil ki hiçbirşey..
hiç kimse öğretmedi ki bana.
öğrenmeme fırsat bile tanımadılar ki.

şimdi söyle..
benim neyime senle oyun oynamak?

hiçbirşey pembe değil benim dünyamda,hiç olmadı..

ben;
gerçeğin,
bu soğuk dünyanın,
karmaşaların,
hayal kırıklıklarının,

beklenip de hiç gelmeyenin,
umutsuzlukların
ta kendisiyim..

benim neyime ki oyun oynamak?
bilmem ki..
beceremem ki..
ben hiç çocuk olmadım ki...





Mayıs 01, 2006

kimse üstüne alınmasın,tamamen kişisel.

uzun gecelerden,
arkadaş sohbetlerinden,
mekan gezmelerinden,
kısacası kalabalıklardan sonra,
kabuğuma çekilip de
aynaya baktığımda
senelerdir olmak istediğim 'ben'i görüyorum artık.
sonunda.

hani bazen birine çok kızarsın ama o an söyleyemezsin ya içindekileri..
oysa bilir misin,o söyleyeceğin sözleri söylediğinde
daha çok yanar için.

öyle bir sızı var içimde.
olmak istediğim oldum.
o umursamaz,güçlü,
yalnız,yine de ayakta duran kız oldum da..

mutlu olamadım.

halbuki düşündükçe,
teoride ne kadar da mükemmel geliyordu.
şeyy..
değilmiş.

yoksa kuyuma dönüp,
düşmeye devam ediyor olmamın
başka bir açıklaması olamaz.

sanırsam.

ama,
artık,
vazgeçiyorum.
ben olmaktan.
beni kırdılar zira.
ben olduğumda hiçbirşey iyi olmadı,olamadı.

şimdi taa içerde bi yerde,
yıllar önce sakladığım birşeyi buldum..
ben de
çıkardım,
temizledim,
biraz yeniledim.

artık hazırım.
maskemi takmaya..

parçalarımı da bi sandığa kaldırdım.
atmaya kıyamadım.
anahtarını da sakladım.
belki..
bir gün gelir,
birisi üşenmez açar,tamir eder.
kim bilir.

dediğim şu ki;
beni ararsanız yokum yani.

Nisan 27, 2006

.


and the night comes..


takes the all light in me..
brings the sorrow and sadness,
and all the depress within..

when the night comes,

i look at the pictures of us
touch your skin,
miss your touch..

here the night comes,

when the night comes,
it never ends,
i become half the person
i used to be..

and the night comes,

i remember the times,
when you and i used to be us.
since you're gone,
i'm lost.
lost when the night comes.



25.04.06/04:25 a.m.


Nisan 25, 2006

ipek'e...

artık sana seninle ilgilenmiyormuşum gibi gelmesinin sebebi ne bilio musun bitanem?

aklımda değilsin;
aklımın ta kendisisin.

ruhumda değilsin;
ruhumu ikimiz idare ediyoruz uzun bir zamandır.

içimde değilsin;
giderken içimi de götürmüştün unuttun mu?

sözlerimde değilsin;
söylememe gerek kalmadı sayende,gözlerimdesin..

sen artık her yerdesin..

yolda yürüyen çocuğun yüzünde,
esen rüzgarda,
içtiğim sigarada..
özümdesin.

öyle bir yerleştin ki hem de,
artık ne ben çıkarabilirim seni,
ne de sen kendin çıkabilirsin..

sen benim herşeyimsin.

Nisan 24, 2006

too perfect to be true..

i ain't gonna love anybody
the way i loved you.
and not gonna miss somebody
like i missed you.
as i paid my due,
only thing that i'm sure,
darling;
we were too perfect to be true..


Nisan 23, 2006

karanlık şahit...

memicanla ben oturmuşuz gecenin karanlığında bekliyoruz.
elimizde biralar..
canımıza okuyacak şarkılar dinleyip hüzünleniyoruz..
aklımızda,
geçmiş,
eski aşklar,
yelken açılacak ufuklar,
atlatılanlar,
kalanlar,
yapılan bir yığın geyik,
dökülen yaşlar.
hep o anlar.

yine biz herzamanki gibi bakışıp,
anlaşıyoruz.
bir kelimeye,
söze,
nefese ihtiyaç duymadan.

karanlık şahit.

Nisan 19, 2006

elimde değil..sil baştan


Bir senin gözler beni anlar; elimde değil

Görür görmez deliren ihtiyaçlar; elimde değil
Düşerken son bir kez yalana; benimsin benim
Yalansan yalanı severim elimde değil

Gitme nolur gitme,itirazlar elimde değil
Yanlızım yalnızız,yanlızlıklar elimde değil
Düşerken son bir kez yalana benimsin benim
Yalansan yalanı severim elimde değil

Yüzü suyu hürmetine bir gel aşkın
Içimde bir rüzgar essin
Bu gece doldum,bu gece taştım
Adımı yüzüme söylersin

Gel kollarına bir gel aşkın
Içimde bir rüzgar essin
Geceme doldun,geceme taştın
Güzelsin ah güzelsin

Gözlerinden sızan karanlıklar umrumda değil
Ne şimdi ne sonra ne boşluklar umrumda değil
Düşerken son bir kez yalana benimsin benim
Yalansan yalanı severim elimde değil

Dizime başını düşür uyu
Saçlarım yüzünde gezsin
Geceler uzun
Geceler boyu ben yorgun sen güzelsin

Dizime başını düşür uyu
Korkular içimden aksın gitsin
Geceler uzun
Geceler boyu ben yorgun sen güzelsin...

bu şarkı da kalacak öyle..anılarımdan biri olarak..unutulan bi dolu şarkının yanında yerini alacak.keşke herşeyi unutmak şu şarkıyı unutmak kadar kolay olsa..
keşke..acılarımı unutmak,"yok"lukları unutmak,aşkı,nefreti unutmak,kendimi unutmak o kadar kolay olsa...
keşke sil baştan başlamak o kadar kolay olsa...

Gücün Var mı Sevgilim
Derin Sularda İnci Tanesi Aramaya
Cesaretin Kaldıysa
Hala Benle Aşktan Konuşmaya

Söyle Canım Sevgilim
Hayat Bize Oyun Oynuyor Olabilir mi
Yorgun Gibi Bir Halin Var
Duyguların Karışık Olabilir mi

Sil Baştan Başlamak Gerek Bazen
Hayatı Sıfırlamak
Sil Baştan Sevmek Gerek Bazen
Herşeyi Unutmak

Sanki Bugün Son Günmüş Gibi
Dolu Dolu Yaşamak İstiyorum Ben
Her Ne Çıkarsa Yoluma
Selam Verip Yürümek İstiyorum Ben

Sil Baştan Sevmek Gerek Bazen
Hayatı Sıfırlamak
Sil Baştan Sevmek Gerek Bazen
Herşeyi Unutmak...



Nisan 14, 2006

ruh ikizim...

ufuk,

senin cep versiyonunu yapsalar..

yanımdan hiç ayırmasam..
koynuma bi cep yapsam,
seni de içine atsam..
çıkmak istesen çıkamasan,
seni herkeslerden kıskansam
..
sana oyuncaklar alsam,
sevsem bööle sıksam sıksam,
kaçmak istesen kaçamasan..
yanımdan hiç ayırmasam..
hatta senin sıvı versiyonunu yapsalar da
seni damardan alsam..

ya da un ufak yapsam sigarama sarsam..

sen de kafamı ii yapsan...

















:))))))))))))))

Nisan 10, 2006

castaway

gece ne kadar uzun..
ve benim aklım ne kadar karışık.

sanki..
sanki okyanusun ortasında çırpınıyorum boşu boşuna..
ne bir gemi ne bir ada..ne kara.
güneşten tenim,tuzdan içim,yalnızlıktan ruhum yanmış..
mesafeler kısalmıyor.
kayıp bir ruh oldum.
kayboldum.
güneşten tenim,
tuzdan içim,
yalnızlıktan ruhum yanmış..

Nisan 06, 2006

smile..

Smile though your heart is aching,
Smile even though it's breaking,
When there are clouds in the sky, you'll get by
If you smile through your fear and sorrow..
Smile and maybe tomorrow
You'll see the sun come shining through for you..

Light up your face with gladness,
Hide every trace of sadness,
Although a tear may be ever so near..
That's the time you must keep on trying,
Smile, what's the use of crying?
You'll find that life is still worthwhile;
If you just smile..


That's the time you must keep on trying,
Smile, what's the use of crying?
You'll find that life is still worthwhile;
If you just smile..


*Nat King Cole*


Fırtınalı yağmurlar karşısında bile kurak yürekler gördüm:
ben bir ölü kuşun-mesela-kanadına hüzünden fırtınalar çizerken.

yüreğimden düştü,
düşten öte gitmedi sevgili öykülerim.

sevinçlerim yanmayan bir sokak lambasıydı yokluğunda farkedilen ve
hüzünlerim gökkuşağı gibi gözalıcı olsa da, masallara sağır kalmadı gözlerim.
uçan kuşları, ölü düşleri seviyorum.
tanıdığım insanların çoook azını, tanımadıklarımınsa h e p s i n i . .

işte bu inanç sevgidir seni bana getiren.
ve her çalınışı ve dinlenişi bu şarkıların,
bir borcun ödenişidir bu inanca bu sevgiye...

sana şarkılar söylemeye devam ederim sevmeye çıkarsız inanırsan,
sevmeye inan !

yaşamak zor bi oyun..


feridun düzağaç eylül bin900doksan6



*eskilerden kalma bir yazıydı işte..seneler sonra hatırlamış bulundum,daha iyi anladım bu sefer..
yaşamak hakikaten de zor bi oyun.

Nisan 03, 2006

........................................


umursamaz oldum.
umurumda değil hiçbir şey..
içim söndü yine. ne güzel çıtır çıtır yanıyodu..
oysa şimdi..
neyse,
şimdilik kendi içimden geçenleri bile umursamıyorum.

hadi hayırlısı.

Mart 29, 2006

sınav haftası(haftaları)..

bir süre yokum.
zira sınavlar başlıyor ve ben memi'de kampa giricem..
off hem de iki hafta sürücek yaa...
:(
nefret ediyorum şu okuldan,boynumda ağır bir tasma sanki.
bitse de gitsek..sonra da yüksek lisans derdiyle uğraş..off.of.

öyle işte.
herkes kendine iyi baksın valla..

kalemimi,
kitabımı,
fotokopilerimi kuşandım;

uykusuz geceler,sağlıksız beslenme,kahve ve sigara!!
beni bekleyin!

savaşa giriyorum..

:)


Mart 28, 2006

git başımdan artık.

uyumam gerek.
uyuyamıyorum ama.
dün geceden 3 saatlik uyku ve günden de bir yığın stresle
kaldım böyle.
insomnia?
daha neler..
belki depresyon.
yaklaşan sınavlar.
şişiren insanlar.
boğazımda bir düğüm.
yutamıyorum.
çıkaramıyorum.
kaldı öyle.
uyutmuyor.

gözlerimin altında daha önce hiç halka görmemiştim.
bu gece bu şerefe de nail olmuş bulundum.
ne kadar negatif düşünce varsa tekellemiş bulunmaktayım.
ne kadar kararsızlık varsa..
şeytan dürtüyor bi taraftan da.
nereye kadar???
bırak içinde ne varsa, gitsin..
en son uyduğumda o şeytana,çevremde kalan tek şey boşluktu.
artık yine yalnız kalmak istiyorum.
istiyorum da,kendi dahilimde.

yazmak istiyorum.okunsun istemiyorum.
okunsun istiyorum belki de ama yorumlansın istemiyorum.
önemsenmek aciz birşey.
bu ihtiyacı hissetmek daha da..

şu düğümü çıkartabilsem bi.
ya da en azından şu pencereyi açıp bağarabilsem avazım çıktığı kadar.
karanlığa,
amaçsızca.
amaç yük.

düğüm.

çalan şarkıdan sıkıldım.ben durdursam da,beynimde durmuyor ki.
hepinizden sıkıldım.
boğdunuz beni.
hepiniz.
üstüme gelmeyin artık.
ıssız ada istiyorum.
kelimenin tam anlamıyla ıssız.
belki yanıma bir törpü,bi kaç şişe şarap alsam..
bir de ayna,kendimle kalsam.

*kendini kandırmaktan vazgeç.
bunu şeytan dedi.
dinlesem mi?

Mart 27, 2006

memican'a...

Torn
by Natalie Imbruglia


I thought I saw a man brought to life
He was warm, he came around like he was dignified
He showed me what it was to cry
Well you couldn't be that man I adored
You don't seem to know, don't seem to care what your heart is for
But I don't know him anymore
There's nothing where he used to lie
My conversation has run dry
That's whats going on, nothing's fine I'm torn

I'm all out of faith, this is how I feel
I'm cold and I am shamed lying naked on the floor
Illusion never changed into something real
I'm wide awake and I can see the perfect sky is torn
You're a little late, I'm already torn

So I guess the fortune teller's right
Should have seen just what was there and not some holy light
To crawl beneath my veins and now
I don't care, I have no luck, I don't miss it all that much
There's just so many things that I can't touch, I'm torn

I'm all out of faith, this is how I feel
I'm cold and I am shamed lying naked on the floor
Illusion never changed into something real
I'm wide awake and I can see the perfect sky is torn
You're a little late, I'm already torn. Torn.

There's nothing where he used to lie
My inspiration has run dry
That's what's going on, nothings right, I'm torn

I'm all out of faith, this is how I feel
I'm cold and I am shamed lying naked on the floor
Illusion never changed into something real
I'm wide awake and I can see the perfect sky is torn
I'm all out of faith, this is how I feel
I'm cold and I'm ashamed bound and broken on the floor
You're a little late, I'm already torn.


***
It's never that late.Love u so.And just can't stand seein' u suffer.***




Mart 25, 2006

obsessive

of.off..offf...

çok sıkılıyorum..çok.

Mart 04, 2006

:(

pisicanla cumartesi sıkıntısı içerisindeyiz.sabah yatakta oynaştık azıcık,şekerleme yaptık,kudurduk,sabahlığımın peşinden koşup durdu ben çay suyu koyuncaya kadar..kahvaltı yaptık sonra,o mutfak evyesinin içinde su damlalarıyla oynarken,ben günlük gazeteleri okudum,çayımı yudumlarken.kendisi kaşar yemekle yetindi.çayı pek sevmiyor.

ilginç bir bağ olduğuna kanaat getirdim aramızda,sonunda.bu kedi bana benziyor.şöyle ki; hiç olmayacak yerlerde sinirlenip,ısırıyor,tırmalıyor.üstüne varılmasına gelemiyor pek,hemen sıkılıyor.ama kendisiyle ilgilenmediğimde,çeşitli maskaralıklar yaparak,o minicik burnunu ve komik bıyıklarını yüzüme gözüme sürüyor,dudaklarımı ısırıyor ufak ufak,kur yapıyor bana.gecenin bir yarısı uykusundan uyanıp,evin diğer ucunda da olsa üşenmeden gelip koynuma giriyor,ben sıcaktan bunalıp arkamı gönünce,ufak bir sitem miyavlamasıyla,ihmal edilmiş sevgili edasıyla,daha fazla hissettirmeden illa ki biryerlerime değerek hemen uykuya dalıyor.kendisine kıyamayıp uyandıramayacağımın da gayet farkında..hatta şu anda bile patisi elimin üstünde-ki bu şekilde yazı yazmak benim için hayli zor-,çalışma masama kendisi için serdiğim poların üzerinde mışıl mışıl uyuyor taklidi yapıyor.sanki ben görmüyorum arada tek gözünü açıp beni yokladığını.

ama bi kaç gündür morali çok bozuk pisicanın.niçin olduğuna kanaat getiremese de,bilip de kendine itiraf edemese de,biraz unutulmuş hissediyor kendini.gözü kapıda,kulağı telefonda.bişiler bekliyor...pisican yalnızlığımı benimle birlikte yaşıyor.

şimdi biz,pisican ve ben,kimselere diyemesek de derdimizi,unutulmaktan yakın
ıyoruz birbirimize.yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz karşılıklı,kar etmeyeceğini bilsek de...


p.s.: şey...pisican seni çok özlemiş.artık dönsün diyo.

Şubat 20, 2006

Felt Free

then you rose above the shadows
flying over me
like the dawning sun

then it felt like air
that you've given me
and freedom
and eternity

then you rose above the mist
floating over me
like the cure to my injury

then it felt like heaven
that you've given me
and existence
and infinity

my essence feels so free
in the way you look at me
you look through me...




Ocak 29, 2006

yine..

gece oldu yine..
gün bitti.dün bitti.
bugün oldu.

elimizde çeşitli hot chocolate'larımız demetle -ikimizin de herhangi bir yorum yapmadığı bi kararlılıkla- sanırsam,sabahı bekliyoruz.bu gece uzun olacak,besbelli.

meow-demet sen kızılderili misin??*
demet-hayır canım verandadayım.**
demet-keşke iki üç sene önce tanışsaydık..gençliimizde yani.diye düşünmekteyim şu an..
meow-niye ki?bişi kaybetmiş sayılıyo muyuz?
demet-ona daha karar vermedim..
(bir yandan çalan parça: elton john,i want love)

*zira demet yanan elektrik sobasının önüne mevzilenmiş ısınıyor,ben ne zaman sobanın önüne kıvrılsam(kediliğimden herhalde) der ki demet:
-kızılderili küçük ateş yakar dibine sokulur,beyaz adam büyük ateş yakar uzaktan seyreder.
**geçen gün demetin stüdyo dairesinde banyo yaptım.iki oda bi banyo,bi de salonla birlikte konukları ağırlayan bir mutfak..baktım demet odalarda yok,ben de banyonun kapısından seslendim:
-demeeeettt..nereye kayboldun???
mutfaktan bi ses:
-verandadayıııımmm...
koptuk mu;?evet :)))
(bir yandan eşlik eden parça:john legend,ordinary people)

sanırım cidden nereye gittiini bilmeyen sıradan insanlarız..this time we take it slow.

canım arkadaşım,bilgisayarın ışıından başka bişi olmayan odamda,sobanın ışığında,zaten güzel olan gözleri daha da bi hüzünle bakıyo.öyle güzel ki..bir yandan da çalan her parçada kafasından binlerce düşünce geçiyor da,hiçbirini belli etmeden,şarkının ritmine göre kafasını sallıyo..

zira annem de falda söyledi kendisine:
-kafanda kırk tane tilki dönüyo,kırkının da kuyruğu birbirine değmiyo...

bir yandan da sanırsam içindeki fırtınayı az olsa da susturmak için çeşitli cinsel içerikli geyikler yapıp,beni gülmekten kırıp geçiriyo.ve closer filminden bir replikte olduu gibi:
-what is it taste like?
sorusuna,
-heaven dan da öte..tadamayanlar için de cennetin krallığı :)
diyor.
bu arada kendisi teninin kokusunu küçükken annesinin kendisini tuzlamasına bağlıyo.bunları da merak edenler için söylediğini ekliyo.ya bu kız beni öldürücek..walla..
(arka plandan duyulan parça: robbie williams,advertising place)

hatta burda yazmayacağım bir dolu şey daha söylüyo..ama üzgünüm..sizin kaybınız.(your loss)
kendisinin bu aralar en sevdiği şarkı: james blunt,goodbye my lover.
hatta şu anda öyle şeyler söylüyo ki,hatun bilinçaltı yaptı.walla da billa da: Y O U R L O S S ! ! !
:)))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))


bu gecelik,daha doorusu gecenin ilerleyen saatleri için söyleyemiciim,ama,
yeter.zaten burda olmadan anlayamaz kimse.


meow.



edit:

sayfamın aşklara vesile olacağını kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.bi ben nasiplenemiorum zaten burdan..
biz yine oturduk olay kişisiyle,bu yazının üstünden 1 yıl geçmiş...bugün 8 mart 2007.
artık millete söylediğimiz yalanlar bi tarafımızda patlicak(bknz:bu gece yaşanan piştiler).ben daha detay vermiorum artık burdan.okuyan falan olur..
ey blogger sen nelere kadirsin..koca zurnacıyı bizim kıza aşık ettin.musibet ana içerden bikbiklio zati..haftada 3 görüşün die..
1...
2..
3.
tıp!


Ocak 27, 2006

for warewolfs...

CURRENT MOON

moon info

Ocak 19, 2006

ilham katsayım -1500lerde,iğrenç finaller yüzünden tabi..
o yüzden şu iki hafta içerisinde pek bişi yazamicam galiba..

herkes kalsın saalıcakla.

mir.

Ocak 05, 2006



adopt your own virtual pet!

Ocak 01, 2006

a wish come true...

sonunda oldu..
yeni yıl geldi..e haliyle hoş geldi.

ilk olarak yılbaşından hayli süre önce yazdığım yeniyıl dileklerimin bir bölümü olan dışarda paati'yle kutlama dileğim gerçek oldu.manikürüm de yeniydi :)

yayında ve yapımda emeği geçen arkadaşlara teşekkür ediorum,şöyle ki;

anneme-izin verdii için,
paati'e-yanımda olduğu için,
ortamdaki çeşitli arkadaşlara-birlikte ooh ne küsel eğlendiimiz için,
beni arabasıynan eve bırakan adını bilmediim paati'nin arkadaşına-ee..beni eve bıraktıı için,
bi de yukardakine-bunların olmasına imkan tanıdığı için.

söz bu sene çok uslu bi kız olucam...
neyse hadi uykum var..
ii gecelew.

mir.