Aralık 27, 2007

Yol boyunca tekrar tekrar dinlenen şarkı.

Şarkıları seviyorum.
Söylemek istediklerimi söyleyemeyecek kadar farklı(!) bir durum söz konusuyken,
sadece anlamasını istediğim kişinin anlayabileceği şeyleri benim yerime söylüyorlar.

Aslında,bir yerde, şarkıya bile gerek kalmıyor.. Sesinizi duyurmak istediğiniz kişi, siz konuşmaya başlamadan önceki son nefesi aldığınızda ne demek istediğinizi anlıyor ve bunu sizinle, sizin yaşadığınız şekilde paylaşabiliyorsa..

Bazıları şanslı doğmuyor.
Ama ben doğdum.






Two weeks away it feels like the whole world should've changed,

But I'm home now..
And things still look the same.
I think I'll leave it to tomorrow to unpack,
Try to forget for one more night,
That I'm back in my flat on the road,
Where the cars never stop going through the night,
To a life where I can watch sunset..
I don't have time..
I don't have time.

I've still got sand in my shoes,
And I can't shake the thought of you,
I should get on, forget you,
But, why would I want to..
I know we said goodbye,
Anything else would've been confused but.. I wanna see you again.

Tomorrow's back to work and down to sanity,
Should run a bath and then clear up the mess that I made before I left here..
Try to remind myself that I was happy here,
Before I knew that I could get on the plane and fly away,
From the road where the cars never stop going through the night,
To a life where I can watch sunset,
And take my time..
Take all our time.

Two weeks away,
All it takes to change and turn me around I'm fallen,
I walked away and never said that I wanted to see you again..

Aralık 26, 2007

Bu yıl, yeni yıla girerken..


2007 pek de kreatif geçmemiş benim için.
İstatistiksel olarak soyluyorum bunu!
2005'te 11, 2006'da 39 tane yazı yazmışken bu yıl sadece 4! Aman tanrım bu ben miyim?

Hemen farklı bir açıdan daha bakalım; sanatsal yönümün ilhamını acılarımdan aldığını düşünürdüm..
Bu sene mutlu mu oldum yani?
Pek sayılmaz..ama geçen yıllara göre gerçekleşen dileklerim var en azından..

-Bitanecik Mügücüm sınavını kazandı! O artık bir Anadolu Liseli, hem de iyilerden birinde.
-E ben de okulumu bitirdim Eylül'de! Sonunda! Hala diplomamı almadım o ayrı.
-İşe girdim.Sekizzzzz koca ay oldu.Hala kovulmadım ya da kaçıp gitmedim beklenenin aksine.

Geçmiş senelerden öğrendiğim kadarıyla -tıklayınız- bu sene fazla şey dilemedim. Ne dileyeceğime dikkat etmekle meşgulken dilek tutulacak fırsatları yitirdim. Kısa vadede hayal kırıklığı yaşamazken uzun vadede bi eksiklik hissettim.Ancak şu dakika itibariyle bu gelenekselleşen yeni yıl yazısının bana birşeyler kattığını (yoksa benden birşeyler götürdüğünü mü?) anladım.
Fazla irdelemek istemediğim, farklı tatta bir değişiklik bu sanki.

Bu sene, yeni insanlar tanıdım,hatta bazı eski dostlarımı yeniden tanıdım,bazısını çok daha fazla sevdim, bazılarını hayatımdan çıkardım.
Hatta birçoğunun bundan haberi bile olmadı.
Herkesin mutlu olmasını istemekten sıkıldım.
Bir daha dönmemek üzere gidenler oldu yine, onları hep en güzel günlerle andım.
Kırılan parçalarımı topladım, tek tek yapıştırdım.
Fırlatıp attığım anahtar vardı ya, o kilidi tamamen kırdım.
Şarkı söylemekten bıkmadım.
Sigarayı hala bırakmadım.
Onu, diğerini, bir sonrakini ve sonuncusunu çok zaman oldu hiç anmadım.
Çok fazla konuşmadım.
Bu düşündüklerimi hiç haykırmadım...

An itibariyle şunu da anlamış oldum ki..sessizleştim.
Düşüncelerim büyürken harflerim küçüldü, sesim kısıldı sanki..

İlk yeni yıl yazımı yazarken ve bitirip de okurken benim için bir başlangıç olacağını düşündüğümü hatırlıyorum..
Şimdi ise öyle ilginç bir ruh hali içerisindeyim ki..
Bu yazıyı yazarken sadece senelerin ne kadar çabuk geçtiğini, illa birşeyler götürdüğünü, bana kattığı şeylerinse sadece beni daha soğuk, daha güçlü, belki biraz acımasız yaptığını ama ayakta durabilmemi sağladığını anladım.

Demek ki bir dileğim daha gerçekleşti.
Eureka!

Geçen seneden bir alıntı: "
Artık anlamak istiyorum."

Evet.
Artık daha iyi anlıyorum.

Ve hala anlamıyorum.

Bazı şeyleri.


İnsanların neden yalan söylediklerini,
Bunu yaparken nasıl mutlu olduklarını,
Geceleri yastıklarına kafalarını koyduklarında nasıl huzurlu olduklarını..
Kendilerini sevenleri nasıl kırdıklarını,
Kırıldıklarında nasıl çabukça toparlanabildiklerini..
Umursamaz oluşlarını,
Kolaylıkla nasıl da yollarına devam ettiklerini,
Bencilliklerini.

Hala anlamıyorum.

Anlarsam öğreneceğimden, bu kısmı anlamak da istemiyorum.


Ben, bu yıl, yeni yıla girerken;

* kalabalık bir yerde olmak istemiyorum.
* sevdiğim ve sevildiğim bir yerde,
* belki biraz evde, belki biraz yollarda olmak istiyorum.
* belki biraz ailemle biraz da dostlarımla olmak istiyorum.
* yeni yıla nasıl girersek öyle geçeceğinden, yılbaşı gecesinde;
sevmediğim insanlarla beraber olmak, fazla sarhoş olmak, hasta olmak, yalnız, aşksız, istenmeyen, çirkin, depresif, obsesif, resesif, ölü, parasız, makyajsız, manikürsüz
ve de pedikürsüz olmak istemiyorum.

Ben, bu yıl, yeni yıla girerken;
Yine,

Mügü'mün ve annemin mutlu olmasını, hepimizin herşeyden önce sağlıklı olmasını, emeklerimizin boşa çıkmamasını ve her zamanki gibi,

çocukluğumun yaşamasını,sevenlerin kavuşmasını,hastaların iyileşmesini,kavga edenlerin barışmasını istiyorum,
tüm kalbimle...








~Not~

Memijan, Upuk, Sankan,
Dimat, İpak, Sarı, Awmut, MGS, Owcus,
Onuw.


Hep orda olduğunuz icin,
Beni biraz daha ben yaptığınız için,
Ayrı kaldığımızda özleştiğimiz için,
Birlikte sabahladığımız geceler, birlikte içtiğimiz kahveler, yaptığımız kahvaltılar için,
En önemlisi,
daima kendiniz olduğunuz için
Teşekkürler...

Bu yıl sizin yılınız olsun.

Hepinizi çok seviyorum,
Sizin de beni çok sevdiğinizi "şükürler olsun ki" biliyorum.




.M.