Aralık 19, 2005

yağmurun yağmasını ne çok sewerdim eskiden..
sanki ruhum yıkanırdı damlalar düştükçe,hayallerime, umutlarıma yer açılırdı..doğruymuş demek, insanlar büyüdükçe küçülüyormuş hayalleri. bir yandan da umutları..ve sahiplik güzel bir duygu değilmiş, nihayetinde hep daha çok istiyormuş insanoğlu...

aklımdan geçen çok şey var ama bir tanesini yazmaya mecalim ve cesaretim kalmamış onu anladım.
her hareketimi hesaplamaktan,
her söylemek istediğimi defalarca tartmaktan sıkıldım..
yine de yapmak zorundayım,
herşeyin sonunda,
bi ara anlamıştım en çok zararı kendimden gördüğümü ya,
ateşe atmak istemiyorum yine kendimi,
kendimi kandırmak istemiyorum,
guardımı düşürmek istemiyorum belki de..
belki de kandırmak istiyorum da artık yapamıyorum.
hatta belki kandırıyorum da kendime yalan söylüyorum.
ve ben,
işte böylece,
yarım yamalaklıklara mahkum oluyorum..

oysa her seferinde tam dilimin ucuna geliyor söylemek istediklerim de
ne kadar canımın yandığını hatırlayıp,
tam da gözlerininin içine bakarken vazgeçiyorum..

kendim olamıyorum da,kendime itiraf edemiyorum..
ruhuma bakılsın istiyorum da,
orda kendimle yüzleşeceğimden korkuyorum.

bilmiyorum.
bilmek de istemiyorum.




here sings jeff again:


Drop down we two to serve and pray to love
Born again from the rhythm screaming down from heaven
Ageless, ageless and I'm there in your arms
The welts of your scorn, my love, give me more
Send whips of opinion down my back, give me more
Well it's you I've waited my life to see
It's you I've searched so hard for...
december 16-meow

0 yorum: